kariyer.net ve yenibiris.com gibi
siteler iş arayan herkesin bir numaralı ortağı. Hepimizin aktifte
tuttuğumuz CV’lerimiz var, düzinelerce başvuru yapıyoruz ama birçoğumuza
geri dönüş yapılmıyor. Ben de iş aramaya başladığım ilk dönemde hiçbir
başvuruma geri dönülmemesinden muzdariptim.
İş arayan hemen herkesin yolu illa ki İstanbul’dan geçer. Kimisi bu
şehirde yaşamak istediği için inatla İstanbul’daki şirketlere başvurur.
Ben üniversite hayatım boyunca İstanbul’da yaşamam demiştim. Her büyük
konuşmamda olduğu gibi bu da tabii başıma geldi. Benim de İstanbul’a
razı olmamın en büyük ve hatta belki de tek sebebi Ankara ve İzmir’de
teklif edilen maaşlar ile ev kiramı bile karşılamamın imkansız
olmasıydı.
İş hayatına benden daha önce başlamış bir arkadaşıma dert yanarken
bana CV’de adres olarak nereyi gösterdiğimi sordu. Adresim başka bir
şehre aitti, “Birçok şirket başvurunu görmüyordur bile,”
demesiyle şok olmuştum. Sonradan öğrendim ki; İK yetkililerinin birçoğu
verdikleri ilanlara yapılan başvuruları incelerken filtreleme
araçlarını kullanıyor. Örneğin ilan İstanbul’a ait ise İK’cıların
birçoğu başvuranlar arasından diğer şehirlerde ikamet edenleri eliyor ve
CV’lerine bakmıyorlar bile. Sonuç: İstanbul’da iş arıyorsanız CV’deki
adresinizi de İstanbul gösterin, gösterin ki filtrelemede kaynayıp
gitmeyin. Aynı mantığı diğer şehirlere de uygulayabilirsiniz. Örneğin
Muğla’da yaşıyorsunuz ama İzmir’de çalışmak istiyorsunuz. CV adresinizi
mutlaka İzmir yapın. Yalan mı? Evet yalan. Yalan söylemekten memnun
muyuz? Tabii ki hayır ama bizi yalan söylemek zorunda bırakanlar
utansın. Profesyonel davranıp, adayları yetilerine göre mülakata
çağırsalar ben de ikametgahımda bile yalan söylemek zorunda kalmazdım.
Bir şirketin her ilanına başvurmayın. Ben İK
yetkilisi olsam ve şirket için diyelim üç ilan versem ve bir adayın
ilanların üçüne de başvurduğunu fark etsem ben de çağırmam. ‘Önüne gelene başvuruyor heralde,’ derim ki bu da hiç profesyonel bir görüntü olmaz.
Ayaklarınız yere bassın. Tamam üniversiteden mezun
oldunuz, çok güzel. Geçer akçe bir bölüm bitirdiniz, şahane. Hızınızı
alamayıp yurtdışına gittiniz, muhteşem. Yurda dönüşte iş bulmakta çok
zorlanmayacağınızı mı düşündünüz? Hah işte orada bir durun. Nerden
biliyorum? Çünkü ben de aynı yoldan geçtim. İlk mezun olduğumda CV’mi
hazırlarken “Allahım CV bomboş beni kim niye arasın ki?” diye
düşünmüştüm. Yurtdışından döndüğümde evet CV daha dolu görünüyordu ve
ben iş ararken o kadar zorlanmayacağımı sanmıştım ama yukarıda
bahsettiğim arkadaş tavsiyesini almadan önce neredeyse 2 ay evde
oturdum, telefonum hiç çalmadı. Ne yazık ki yurtdışı eğitiminin bizleri
iş arama yarışında 10-0 öne geçirdiği günler çok geride kalmış.
Beklentilerinizi düşük tutun. İzleyebileceğiniz bence iki strateji var;
Birincisi: Kendinize belli bir sektörde çalışmak
istediğiniz 3-5 şirket belirleyin. Kim ne derse desin çalıştığınız
şirketin adı Türkiye’de etiketinizi inanılmaz derecede güçlendirir.
Sabancı Holding’de başlangıç aşamasında çalışacağınız 6 ay size, A
şirketinde ‘uzman’ sıfatıyla çalışacağınız 2 yıldan fazla getiri
kazandırır. En iyi bilinen şirketlerden birinde sadece birkaç ay çalışıp
istifa etmeme rağmen bunun bana açtığı kapılara inanamamıştım. Beni şu
an çalıştığım işe alan ve artık arkadaş olduğum kişinin efsane cümlesi:
Seni sadece yurtdışında okuduğun ve A şirketinde çalıştığın için
mülakata çağırmıştım!
İkincisi: kendinize belli bir iş alanı seçin.
Diyelim ki satış alanında ilerlemek istiyorsunuz. Muhteşem bir şirkette
kariyerinize başlamanız gerekmiyor. Ortalama düzeydeki şirketlerin satış
pozisyonlarına başvurun, mutlaka aranacaksınız, birini kabul edin ve
dişinizi sıkıp memnun olmasanız da minimum 1-2 yıl çalışın. Arkadaşımın
yaşadığı tecrübe: Bir paketleme firmasında satış uzman yardımcısı olarak
işe başladı, 2 yıl sonra en büyük rakiplerinden transfer teklifi aldı
ve ‘çatır çatır’ pazarlık yaparak oldukça iyi şartlarda işini
değiştirdi. Şu an hayatından gayet memnun.
CV’nizin uzunluğu 2 sayfayı geçmesin. Kendi
şirketini rakiplerinden birine ciddi bir rakama sattıktan sonra ‘adresim
belli olsun’ mantığıyla eğitimciliğe başlayan bir hocam kendi şirketine
başvuranların CV’leri 2 sayfayı geçiyorsa direkt çöpe attığını
söylemişti. kariyer.net’in CV hazırlama üzerine makalelerini ben çok
yararlı bulmuştum. Sizlere de tavsiye ederim. Kısa ama öz cümlelerle
kendinizi tanıtın. Kibirli olmayın ama kendinize güvenen bir profil
çizin.
İş aramanın kendisi bir iştir. Gece 3’e kadar oturup
öğlene kadar uyumayın. Lütfen kendinize bunu yapmayın, lütfen.
Kendinizi sokabileceğiniz en faydasız sarmallardan biri bu inanın. Güne
en geç 9 gibi başlayın, kahvaltı yapın ve iş ilanlarına bakmak için
bilgisayarınızın başına geçin.
Sizi rahatsız eden, umutsuzluğa sürükleyen insanlarla muhatap olma
sürenizi minimuma indirin. ‘Ya abi iş yok, valla yok’, ‘Aylardır
arıyoruz yok Allah kahretsin’ vs laflarını dinlemenin size hiçbir
faydası olmaz. Asla Pollyanna olun demiyorum zira lüzumsuz pozitiflikten
hiç haz etmem, sahte bulurum. Gerçekçi olun ama gerçekçilik illa ki
mutsuz olmanız gerektiği anlamına gelmiyor.
İyi bir iş bulmak için kendinize minimum 6 ay vermenizi tavsiye
ederim. Zira ortalama bir sınav, mülakat süreci toplamda en az 1-1,5 ay
sürer. Kendinize bir yol çizmeye çalışın, tutarlı başvurular yapın. Her
telden çalmak sadece kuru gürültü yapar ama vazgeçmeden, sabırla devam
ederseniz mutlaka size uygun bir iş bulacaksınız. İşsiz olduğum dönemde
yalnız yaşadığım küçücük evimde kanepede oturup hırsımdan ağladığım
günler de oldu, Facebook’ta insanların ofislerinden yaptıkları
paylaşımlarına tahammül edemediğim anlar da oldu ama bir günde 4
mülakata gittiğim de oldu, ordan biliyorum. Vazgeçmek iş arayışında bir
seçenek değil.
eyvahmulakatimvar@gmail.com
Yeni mezunlar için 6 adımda CV hazırlama
İş Bankası Müfettiş Yardımcılığı Sınavı ve Mülakatı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder