İstanbul’da iş
aramaya sanırım yeni başladığım dönemdi. Beklentilerimi mümkün olduğunca düşük
tutmaya çalıştığımdan ilk amacım hemen çok iyi bir maaşla iyi bir işe
başlamasam da en azından ev kiramı çıkarabileceğim ve bir yandan iş aramaya
devam edebileceğim bir işti. Ben başvurmuş muydum yoksa onlar mı kariyer.net’den
ya da yenibiris.com’dan beni bulmuştu üstünden yıllar geçtiği için
hatırlayamıyorum.
Sodexo’nun yeri benim
görüştüğüm dönemde Koşuyolu’nda bir villaydı şimdi değişti mi bilmiyorum. Beni alt
katta bir toplantı salonuna aldılar ve bir form doldurmamı istediler. Bu sadece
Sodexo’nun yaptığı bir uygulama değil birçok şirkete iş görüşmesine
gittiğinizde sizden bunu isteyeceklerdir. Peki hepimizin CV’si zaten ellerinde
varken, internetten çıktı almak çok daha kolayken neden hala bize 1990’ların
Türkiye’sindeymişiz gibi form doldurtuyorlar anlamış değilim. O matbu formların
basıldığı kağıtlara acıyorum, yazık günah.
Güler yüzlü ve
oldukça genç bir hanım geliyor kendisini tanıtıyor. Elinde benim form
doldurmama rağmen çıktısı alınmış CV var! (Ne alaka değil mi şimdi madem çıktı
alacaktın bana niye form doldurtuyosun?) Yurtdışı eğitimimle ilgili sorular
soruyor vs. Sıra iş hakkında bilgi vermeye geliyor. Mülakata çağırılana kadar
pozisyonun 3M için olduğunu bilmiyordum.
Şu an politikaları
değişmediyse işe alımlarda Sodexo -3M herhangi bir sınav yapmıyor, ‘kendini
tanıt karşılıklı bir konuşalım’ tadında geçiyor mülakatlar.
Aslında her şey
olumlu giderken mülakatı yapan hanımefendi bana 3M yöneticilerinin bir şartı
olduğunu söylüyor. İşe alınacak kişinin 2 3 yıl kadar terfi ya da zam gibi bir
beklentisi olmamasını istiyorlar.
Şu an olsa ne yaparım
önce onu söyleyeyim. Canım sıkılsa da belli etmez 3M’in teklif ettiği şartları
sorarım: maaş, pozisyon, kime raporlama yapılacağı, fazla mesai yapılıp
yapılmayacağı, fazla mesai ücreti ödenip ödenmeyeceği, hafta sonu çalışıp
çalışılmadığı gibi vs.
Peki o zaman ne
yaptım? ‘2-3 yıl terfi beklentisi olmasın’ şartını “Ha bunlar üç kuruşa birkaç
yıl deli gibi çalıştıracak adam arıyolar!” diye yorumladım. Tabii yüzüm düştü,
bu şarttan pek hoşlanmadığımı belli ettim, belki söylemişimdir bile
hatırlayamıyorum.
Neden sonra aklıma
geldi ve teklif edilen maaşı sordum. Dediğim gibi o dönem yüksek rakam
beklentilerim yoktu ve maaşın 2500 civarı olacağını duyduğumda gözlerim büyüdü.
Ocak 2014’te yabancı bir lojistik firmasının operasyon bölümünde işe başlayan
bir arkadaşımın net maaşının 2100 olduğunu söylersem bir kaç yıl önce 2500’ün hiç
de fena bir rakam olmadığı daha net anlaşılabilir.
Tabi ben rakamı
duyunca yüzüme nur mu doğdu artık ne olduysa işle tekrar ilgilenmeye başladım
ama iş işten geçmişti J gerçi mülakatı yürüten hanımefendiye
de böyle bir rakam duymayı beklemediğimi söyledim diye hatırlıyorum. Kendisi de
görüşmenin onun açısından aslında çok olumlu başladığını ama benim motivasyonum
düşünce kafasının karıştığını söyledi.
Sonuç itibariyle
tabii ki bir daha beni aramadılar J Kendi tecrübesizliğimin kurbanı olarak
Koşuyolu gibi fıstık gibi bir yerde çalışma fırsatını kaybetmiştim.
Siz siz olun iş görüşmelerinde
duygularınızı belli etmeyin. Görüşmenin sonuna kadar profesyonelliğinizi
koruyun, hangi şirketten nasıl bir teklif geleceği ve sizin nasıl bir teklifi
geri tepebileceğiniz gördüğünüz gibi hiç belli olmuyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder